Bir Aile Kroniği

Ölmeden Önce Okumanız Gereken 1001 Kitap’tan Biri

“Operasyonlarımız Saddam’ın muazzam askerî mühimmatını hedef almak yoluyla tüm koalisyon kuvvetlerinin hayatını koruyacak şekilde planlanmıştır. Irak halkıyla hiçbir sorunumuz yoktur. Aslında, bu savaşın içinde sıkışıp kalan masumların güvenliği için dua ediyorum.”
George H. W. Bush

Winshaw Ailesi… Thatcherizm… 90’lar… İngiltere…

Bazı aileler, istesinler istemesinler, ülkelerinin ve hatta uluslararası gündemlerin zaman zaman öznesi ve konusu olurlar. Bahsi geçen Winshaw’lar da işte bu ailelerden. Büyük hikayeleri olanlardan! Yazılmaya bilinmeye ihtiyaç var, çünkü trajedi Winshawlar’a daha önce de iki kez vurmuş, ama hiçbiri bu derece korkunç ölçekte olmamıştı. İşte Michael Owen’ın yazması gereken büyük hikaye buydu. Bu iş ya bir aile kroniği olacaktı ya da küresel yırtıcının doymak bilmez iştahını resmedecekti. Jonathan Coe, gündelik hayatın içinden tüm aile fertlerine yapılan ‘zoom’la okuyucusuna her ikisini de anlatıyor; medyadan siyasete, finanstan gıdaya ve özelleştirilen sağlık sektörüne kadar geniş bir yelpazede bir dönemin anatomisini mizahi, dramatik ve politik bir zeminde resmediyor. Karşılaşmalarla bezeli kurgu bizi gerçekle düş arasında bir arafta tutuyor ve bir ülkenin, dolayısıyla ülkelerin kesişimlerle dolu kaderine tanık ediyor. Saddam Hüseyin ise arka planda Kuveyt’e girmiş yeni bir savaşın sinyallerini çakıyor.

John Llewellyn Rhys (1995) ve Fransa En İyi Yabancı Kitap (1996) ödülleriyle Coe’nun “Bir Aile Kroniği ya da Küresel Yırtıcının Doymak Bilmez İştahı”, Ölmeden Önce Okumanız Gereken 1001 Kitap’tan biri olarak dünya edebiyatının dikkat çeken kitapları arasında gösteriliyor.